+ All documents
Home > Documents > XIX. YÜZYIL BİZANS MÜZİĞİ KURAMSAL YAPI İFADESİNDE GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ ETKİLERİ...

XIX. YÜZYIL BİZANS MÜZİĞİ KURAMSAL YAPI İFADESİNDE GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ ETKİLERİ...

Date post: 09-Dec-2023
Category:
Upload: independent
View: 0 times
Download: 0 times
Share this document with a friend
17
ZfWT Vol. 8 No. 2 (2016) 199-215 199 XIX. YÜZYIL BİZANS MÜZİĞİ KURAMSAL YAPI İFADESİNDE GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ ETKİLERİ EFFECTS OF TRADITIONAL TURKISH MUSIC IN EXPRESS OF 19TH CENTURY BYZANTINE MUSIC THEORETICAL STRUCTURE Ahmet FEYZİ Özet: Osmanlı İmparatorluğu, kültürel kimliğini oluştururken, yaşamını sürdürdüğü bölgelerde sosyal hayat paylaşımında bulunduğu gayrimüslim topluluklarla sürekli etkileşim içerisinde bulunmuştur. Bu gayrimüslim topluluklar, kendi kültürel yaşamlarını sürdürürken, bulundukları bölgede hâkim olan Türk kültüründen ziyadesiyle etkilenmişlerdir. Müzik sanatı ise bu etkileşimin en fazla hissedildiği sanat dalı olarak göze çarpmaktadır. Müzikal anlamda etkileşimin yaşandığı bu topluluk birisi Rum-Ortodoks cemaati ve bu cemaate ait müzik kültürüdür. Rum-Ortodoks cemaati XX. yüzyılın ilk çeyreğine kadar kendi müzik kültürüne ait çeşitli yayınlar yapmakla kalmamış, aynı zamanda kendi müzikal sistemlerini açıklarken Geleneksel Türk müziği kuramından da faydalanmışlardır. Bizans müziği olarak ta bilinen bu müzik türü ile ilgili döneme ait yazılı kaynaklar iki kültür arasındaki etkileşimin izlerini fazlasıyla taşımaktadır. Bu araştırmada, Bizans müziği hakkında yayınlanmış iki kuramsal eser ele alınmış ve bu eserler içerisindeki kuramsal yapı ifadesinde faydalanılan Geleneksel Türk Müziğine ait ifade biçimleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma sonucunda ise Bizans müziğinde kuramsal yapı ifadesinde Geleneksel Türk Müziğinde kullanılan birçok ifade biçiminden faydalanıldığı tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Geleneksel Türk Müziği, Bizans Müziği, Müzikoloji. Abstract: The Ottoman Empire it has been in constant interaction with non-Muslim communities share to social life in areas continue to live while creating cultural identity. This non-Muslim communities are largely influenced by the prevailing culture in their regions while maintaining their cultural lives. Music art is attract attention just a branch of art that the impact is most felt of interaction. Until the first quarter of 20th century, the Greek-Orthodox community, not only do various publications belonging to their musical traditions, but also they Yrd. Doç. Dr., Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi ABD - Erzurum [email protected]
Transcript

ZfWT Vol. 8 No. 2 (2016) 199-215

199

XIX. YÜZYIL BİZANS MÜZİĞİ KURAMSAL YAPI İFADESİNDE

GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ ETKİLERİ

EFFECTS OF TRADITIONAL TURKISH MUSIC IN EXPRESS OF

19TH CENTURY BYZANTINE MUSIC THEORETICAL

STRUCTURE

Ahmet FEYZİ

Özet:

Osmanlı İmparatorluğu, kültürel kimliğini oluştururken, yaşamını sürdürdüğü

bölgelerde sosyal hayat paylaşımında bulunduğu gayrimüslim topluluklarla sürekli

etkileşim içerisinde bulunmuştur. Bu gayrimüslim topluluklar, kendi kültürel

yaşamlarını sürdürürken, bulundukları bölgede hâkim olan Türk kültüründen

ziyadesiyle etkilenmişlerdir. Müzik sanatı ise bu etkileşimin en fazla hissedildiği

sanat dalı olarak göze çarpmaktadır. Müzikal anlamda etkileşimin yaşandığı bu

topluluk birisi Rum-Ortodoks cemaati ve bu cemaate ait müzik kültürüdür.

Rum-Ortodoks cemaati XX. yüzyılın ilk çeyreğine kadar kendi müzik

kültürüne ait çeşitli yayınlar yapmakla kalmamış, aynı zamanda kendi müzikal

sistemlerini açıklarken Geleneksel Türk müziği kuramından da faydalanmışlardır.

Bizans müziği olarak ta bilinen bu müzik türü ile ilgili döneme ait yazılı kaynaklar

iki kültür arasındaki etkileşimin izlerini fazlasıyla taşımaktadır.

Bu araştırmada, Bizans müziği hakkında yayınlanmış iki kuramsal eser ele

alınmış ve bu eserler içerisindeki kuramsal yapı ifadesinde faydalanılan Geleneksel

Türk Müziğine ait ifade biçimleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma sonucunda

ise Bizans müziğinde kuramsal yapı ifadesinde Geleneksel Türk Müziğinde

kullanılan birçok ifade biçiminden faydalanıldığı tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Geleneksel Türk Müziği, Bizans Müziği, Müzikoloji.

Abstract:

The Ottoman Empire it has been in constant interaction with non-Muslim

communities share to social life in areas continue to live while creating cultural

identity. This non-Muslim communities are largely influenced by the prevailing

culture in their regions while maintaining their cultural lives. Music art is attract

attention just a branch of art that the impact is most felt of interaction.

Until the first quarter of 20th century, the Greek-Orthodox community, not

only do various publications belonging to their musical traditions, but also they

Yrd. Doç. Dr., Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi

Bölümü Müzik Eğitimi ABD - Erzurum [email protected]

Ahmet Feyzi XIX. Yüzyıl Bizans Müziği Kuramsal Yapı İfadesinde Geleneksel Türk Müziği Etkileri Effects of Traditional Turkish Music in Express of 19th Century Byzantine Music Theoretical Structure

200

benefit from traditional Turkish music theory for explaining their musical systems.

Written sources belonging to period related this type of music which also known as

Byzantine music bears traces of the interaction between the two cultures too .

In this research; has examined two theoretical work published on Byzantine

music and to be determined expression forms belonging to traditional Turkish music

to used for expressed of theoretical structure in these books. As a result of research;

it has understood to used of many elements belonging to traditonal turkish music for

expressed theoretical structure of Byzantine Music.

Key words: Traditional Turkish Music, Byzantine Music, Musicology.

GİRİŞ

İstanbul’un 1453 yılında fethedilmesi, Orta Asya’dan Anadolu’ya

gelen Türk kavminin farklı dil, din ve kültüre sahip olan diğer toplumlarla

karşılaşması ve Türk toplumunun çok uluslu bir imparatorluk olması

yolundaki en önemli tarihsel olaylardan biri olarak kabul edilir. İstanbul’un

fethi sonrasında, Asya ve Avrupa’nın kavşak noktası durumundaki Anadolu

toprakları ve -ikamet etmesi nedeniyle- bu topraklar üzerinde yaşayan Türk

toplumu, kültür ve medeniyetlerin birbirleriyle karşılaşma ve kaynaşma

noktası haline gelmiştir. Bu süreçte Türk toplumu Anadolu toprakları

üzerinde Rum, Ermeni, Arap ve Bulgar gibi değişik milletlerle birlikte

yaşamakla kalmamış, bu birlikteliğin bir getirisi olarak birbirleriyle zamanla

kültür alış verişinde de bulunmuşlardır. Türk milli kültürü, zaman içerisinde

devam eden bu kültürel alış-veriş çerçevesine, farklı etnisiteye ve kültürel

yapıya sahip toplumların “İslam medeniyeti dediğimiz inanç ve ahlak

nizamıyla bağdaşan kültür unsurlarını da dâhil etmiş” ve daha renkli bir hal

alarak kendine has karakteristik yapısını oluşturmuştur (Özakpınar, 2003, s.

222). Yaklaşık 650 yıl boyunca Anadolu topraklarında hakim güç olması

nedeniyle, bu medeniyete ait kültürel yapı farklı kültürleri ve coğrafyaları da

etkileyerek, bu kültürlerin ürettiği maddi ve manevi ürünlere fazlasıyla

sirayet etmiştir. Öyle ki; zamanla Türk milli kültürü ile bu farklı kültürler

arasındaki sınırlar belirsizleşmeye başlayarak, ifade tarzlarında birlik ve

bütünlük daha fazla kendini gösterir hale gelmiştir.

Milli kültürümüzün en önemli bileşenlerinden biri olan Müzik kültürü,

tarih içerisinde birliktelik yaşadığı toplumlara kimi zaman müzik

kültüründen bazı unsurlar aktarırken, kimi zamanda bu kültürlerden bazı

müzikal unsurları kendi bünyesine dâhil etmiştir1. Büyük ölçüde temellerini

Orta Asya’da oluşturan ve ilerleyen yüzyıllarla birlikte Klasik İrani

1 Ayrıntılı bilgi için bk. (Levendoğlu, 2005).

ZfWT Vol. 8 No. 2 (2016) 199-215

201

geleneğin de2 etkisiyle XV. yüzyıla kadar kendine has bir kimlik oluşturan

Türk müzik kültürü, 1453’te İstanbul’un fethiyle birlikte farklı bir etkileşim

süreci içerisine girmiş ve sahip olduğu kültürel renklilik içerisine Türk-İslam

kültürü dışında kalan bazı öğeleri de dâhil etmeye başlamıştır3. XVI.

yüzyılda Batı kültür ve müziği ile olan ilk tanışmanın ardından, özellikle

XVII. ve XVIII. yüzyıl süresince bu müzik kültürüne ait öğeler Türk

toplumunda yavaş yavaş görülmeye başlanmıştır. Değişik kanallarla4

yaklaşık 300 yıl kadar yürüyen bu irticali tanışma süreci, Tanzimat

döneminde devlet tarafından benimsenen müzik politikasıyla birlikte büyük

ölçüde batıyla kurulan ilişkilerin etkisi altında şekillenmiştir. XIX. yüzyıl

sürecinde; “yarı İslamcı ve yarı Batıcı bir dilemma (ikircikleme)” olarak

tanımlanan ve gelenekle yeniliğin bir arada yaşadığı bir yapı oluşmuş,

ardından yeni kurulan Cumhuriyetle birlikte geçmişe göre daha farklı ve

yeni bir dönemin de kapıları aralanmıştır (Ortaylı, 2015, s. 210).

Asya ile birlikte Ortadoğu’ya ait müzikal kültürlerin de kısmi etkisiyle

oluşan “Oriental” karakterli Türk müzik kültürü, özellikle batıyla ilişkilerin

sıklaştığı XIX. yüzyıla kadar Anadolu toprakları ve bu toprakları çevreleyen

coğrafyada etkinliğini devam ettirmiştir. “Türk unsurunun siyasi açıdan

dominant durumda bulunmasının yanı sıra, başta yerleşmiş bir sistem olan ve

tüm Ortadoğu ulusları tarafından ortaklaşa kullanılan oriental teoriyle ifade

edilmesi ve birçok bakımdan diğerlerine göre daha gelişmiş ve hatları

belirlenmiş bir hüviyet taşıması, bu musikinin öteki ulusların musikileri

üzerinde bazı etkiler yapması sonucunu vermiştir” (Bardakçı, 1993, s. 9).

Kendine has karakteristik özelliklerine, beslendiği farklı kültürel renkleri de

ekleyerek Osmanlı imparatorluğunun tarihsel süreç içerisinde yaşadığı

bölgelerde büyük ölçüde hâkimiyet kuran bu müzik kültürü5 çevredeki

müzikal kültürlerin yanı sıra imparatorluk tebaa’sı altında yaşayan

gayrimüslim toplulukları da yoğun olarak etkilemiş, gerek icrâsal gerekse

2 Türk kültürü ve buna bağlı olarak Türk müzik kültürü içerisinde etkin olan bir unsur Klasik İrani

gelenektir. Bu gelenek Türklerin Anadolu’ya göçünden itibaren başlayarak 15. yüzyıla kadar Türk kültürü üzerinde derin etkiler bırakmış ve Türk milli kültürünün oluşum süreci içerisinde başta

Selçuklular döneminde olmak üzere Osmanlı imparatorluğu döneminde de izlerini sürdürmüştür. Bu

gelenek Türk toplumuna ait bütün sosyal kurumları etkilemiş ve bu sosyal kurumların bağlantılı olduğu müzikal yapı da uzunca bir süre bu gelenekten beslenmiştir. Klasik İranî geleneğin menşei

ve Türk kültür dünyasında etkisi hakkında daha ayrıntılı bilgi için bk. (İnalcık 2015, s. 3-60) 3 Türk müzik kültürünün batıyla tanışmasında Fransa Kralı I.François’in Kanuni Sultan Süleyman’a

bir musiki heyeti göndermesi ve 1582 Yılında Esma Sultan’ın düzenlediği eğlencede yapılan bale ve

pantomim gösterisi ve bu gösteride yer alan musiki temsili en sık bahsedilen olaylar arasındadır.

İlerleyen yüzyıllarda ise batı ülkelerine gönderilen sefirlerin yazdığı sefaretnameler Türk toplumunun Batı müziği kültürünü tanımada önemli belgeler arasında sayılmaktadır. Bu konularda

daha ayrıntılı bilgi için bk. (Sevengil, 1959; Aksoy, 1985; Sarı, 2014) 4 Bu bağlamda yurtdışından çeşitli vesilelerle Osmanlı imparatorluğuna gelen orkestra ve guruplar ile

batı ülkelerine gönderilen sefirlerin yazdığı seyahatnameler ve bu sefirlerin toplum üzerinde

bıraktıkları etki Türk toplumun Batı müziği kültürünü tanımasında en temel etkenler arasında

sayılabilir. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi için bk. (Jager, 1999; s. 759-774) 5 Tarihsel süreç içerisinde Türk müzik kültürünün oluşumu hakkında ayrıntılı bilgi için bk.

(Levendoğlu, 2005).

Ahmet Feyzi XIX. Yüzyıl Bizans Müziği Kuramsal Yapı İfadesinde Geleneksel Türk Müziği Etkileri Effects of Traditional Turkish Music in Express of 19th Century Byzantine Music Theoretical Structure

202

kuramsal alanda bu toplulukların ifade tarzlarını belli ölçüde değişime

uğratmıştır.

Türk Müzik kültürünün gayrimüslim tebaa ile olan bu kültürel ilişkisi

sadece etkileşim bağlamında kalmamış aynı zamanda bu topluluklar

içerisinden Türk müzik kültürüne hizmet veren musikişinasların da

yetişmesine önayak olmuştur. Bu müzikal kültür içerisinde eser vermelerinin

yanı sıra, Ali Ufki (Albert Bobowski), Kantemiroğlu (Dimitrie Cantemir),

Tamburi Küçük Artin ve Hamparsum Limonciyan gibi gayrimüslim

musikişinasların yaptığı kuramsal çalışmalar ve geliştirdiği notasyon

sistemleri sayesinde, Geleneksel Türk müziği kuramsal yapısı üzerine eser

literatürü oluşmuş ve bu müzik türüne ait birçok eser yazılı kayıt altına

alınarak günümüze kadar ulaşabilmiştir6.

Osmanlı imparatorluğu coğrafyası, tebaa’sı olan gayrimüslim

topluluklar sayesinde değişik birçok müzik kültürünü bünyesinde

barındırmakla birlikte, bu müzik kültürlerinin gelişimine ve zaman

içerisindeki değişimine ev sahipliği yapmıştır. Osmanlı toplumunu oluşturan

bu dini cemaatlerden birisi Rum-Ortodoks cemaatidir. Osmanlı tarihi

boyunca Rum-Ortodoks cemaati diğer dini cemaatlere nazaran daha fazla

itibar görmüş ve “Fatih İstanbul’u fethettikten sonra, protokolde Ortodoks

patriklerine tarihte gösterilmeyen bir yer vermiş, iltifat etmiştir” (Ortaylı,

2015, s. 259). Tarihsel süreçte de devam eden bu sıcak ilişki Rum-Ortodoks

cemaati ile Türk toplumunu sürekli karşı karşıya getirmiş ve bu ilişki

birbirleriyle kültürel yönden etkileşimi büyük ölçüde beslemiştir. Türk

toplumu ve rical-i devlet bütün gayrimüslim topluluklarla birlikte Rum-

Ortodoks cemaatinin de bütün dinsel ve kültürel gelenek göreneklerine saygı

göstermiş ve bu gelenek ve görenekleri yaşatmaları hususunda gerekli ilgi ve

hassasiyeti fazlasıyla göstermiştir. Öyle ki; “Ocak 1454’te Gelnadiosa’ya

resmen Rum-Ortodoks patrikliği bahşedildiğinde ona yapılan tören ve

gösterilen ihtiram göz alıcıydı ve böylesi Bizans devri patriklerine bile nasip

olmamıştı” (Babinger, 1959, s. 110-111’den akt. Ortaylı, 2014, s. 199-200).

İmparatorluk toprakları içerisinde icra edilen ve geniş bir alanda

kullanılmasının yanı sıra, tarihi geçmişi bakımından da önem taşıyan

musikilerden biri, genel olarak dini karakter taşıyan “Bizans musikisi” diğer

bir adlandırmayla “Rum-Ortodox kilisesi musikisi”dir (Bardakçı 1993, s. 9).

“Psalmodia” (ψαλμωδία) olarak adlandırılan, Osmanlı İmparatorluğu teba’sı

olan Rumların yanı sıra “Fenerliler”7 ve “Karamanlılar”8 olarak bilinen

6 Türk müziğinde kullanılan notasyon sistemleri ve adı geçen gayrimüslim musikişinaslar’a ait

notasyon sistemleri hakkında ayrıntılı bilgi için bk. (Karamahmutoğlu, 2014). 7 Günümüzde İstanbul, fatih ilçesi sınırları içerisinde bulunan Abdi Subaşı, Tahta Minare, Tevkiî

Câfer mahallelerini kapsayan ve XV. yüzyıl sonlarında Bizans’ın soylu ve varlıklı ailelerinden

bazılarının yerleştiği bölge fener diye adlandırılır. Fener semti asıl ayırt edici karakterini, XVI. yüzyıl sonunda Ortodoks kilisesi patriklik makamının (o sırada Eflak kapı kâhyalığına ait olduğu

için Eflak Konağı adı ile bilinen) bir konağın kilisesine yerleştirilmesiyle kazanmıştır. Daha

ZfWT Vol. 8 No. 2 (2016) 199-215

203

Anadolu’daki Ortodox inancına sahip Türkler ve Rumlar tarafından icra

edilen ve “yaygın olarak Bizans müziği diye bilinen Grek-Ortodox ilahi

geleneği; tam olarak kiliseyle ilgili, 500 yıldan daha fazla süredir devam

eden, monofonik pratiğe sahip olan, Doğu Akdeniz bölgesindeki en önemli

dini müzik geleneğinden birisidir” (Skoulios, 2012. s. 15). Yapı itibariyle

oriental karakter taşıyan Bizans musikisi genel olarak dini ve dini olmayan

türler olarak iki guruba ayrılmasına rağmen, bu musikinin son dönemlerde

bestelenenlerin ve çok eski yüzyıllarda imparatorların taç giyme törenlerinde

söylenen birkaç örneğin dışında dini olmayan türleri hakkında çok fazla eser

örneğine rastlanamamaktadır. Bu musikinin “ecclesiastic” yani kilise ile

ilgili türü olan Psalmodia’ların gelişimi ve yazılı kayıt altına alınması,

notasyon sistemi açıdan üç döneme ayrılır. Bu dönemler; Ecphonetic dönem

olarak IV. ve VIII. yüzyıllar arası, Neume dönemi olarak IX. ve XIX.

yüzyıllar arası ve XIX. yüzyıldan başlayıp günümüze kadar gelen modern

Bizans notasyonu dönemleridir ki “son olarak 19. yüzyıldan başlayan

modern Bizans notasyonu döneminin Çanakkaleli Hrisantosun kendi

sistemini anlattığı 1821 ve 1832’de yayınlanan iki kitabı ile başladığı kabul

edilir” (Bardakçı, 1993, s. 14-15).

Yaşanılan coğrafya ve tarih birliği açısından Türk müziği ve Bizans

müziği sıklıkla birbirini etkileyen iki müzik kültürüdür. Esas itibariyle; Türk

müziği ile Rum-Ortodox ilahi geleneğinin (Bizans Müziği) birbirleri ile

karşılaşmaları ve bu karşılaşma sonrası, kuramsal boyuttaki etkileşimin

başlaması Hrisantos’dan daha öncelere dayanmaktadır. Bu anlamda her iki

müzik türüne ait müzik kuramlarının oluşum sürecinde üzerinde durulması

gereken en önemli isimlerden birisi türk müzik tarihinin önemli isimlerinden

olan Kantemiroğlu’dur. Kantemiroğlu’nun 1700’lü yıllarda yazmış olduğu

“Kitâbu ‘ilmi’l-Mûsîkî ‘alâ vechi’l Hurûfat” adlı eseri, kendinden sonraki

Türk ve Greek teoristler tarafından model olarak alınmış ve bu tarihten sonra

yazılan her iki müzik türüne ait kuramsal eserler kısmen bu kaynaktan

etkilenmiştir. Bu alanda; “Büyük kilise hanendesi Panayiotes Chalatzoglue,

zamanın Bizans kilise müziği modları ve Türk makamları arasındaki açıkça

bir mukayeseye kalkışan ilk Grek müzisyen olarak bilinir”. 1724-1728 yılları

arasında yazıldığı tahmin edilen bu eserde, yazar kuramsal sistem

anlatımında, Türk müziğine ait dinamikleri esas almış ve Türk müziğinde

kullanılan “tanbur perdeleri üzerinde yer alan melodik dizileri ve Türk-Grek

sonraları patrikhane ve patrikhâne kilisesi aynı semtte birkaç defa yer değiştirmiş olmakla birlikte

Fener’de, semtin bugüne kadar Ortodoks kilisesinin ruhanî liderinin makamı ile birlikte anılmasına yol açacak bir süreklilik sağlanmıştır. Fener’de İstanbul Ortodoks Rum cemaatinin bu dinî

sürekliliğinin yanı sıra bir de sivil sürekliliğinden söz edilebilir (Artan, 1995, s. 341-342). 8 Yaklaşık 100.000 kişi olduğu tahmin edilen,1924 yılına kadar Orta Anadolu’da, Kapadokya ve

çevresinde yaşamış olan, kendine has Türkçesiyle kendi edebiyatını ve Yunan harflerine dayalı

yazılı kültürünü geliştirmiş ve1923-24 Nüfus Mübadelesiyle Yunanistan’a gönderilen ve Rum mu,

Türk mü, Hellen kökenli mi, Türk kökenli mi? olduğu net olarak belirlenemeyen Rum-Ortodox inancına sahip olan toplumuna verilen addır. Daha ayrıntılı bilgi için bk. (Bardakçı, 1993;

Yağcıoğlu, 2008).

Ahmet Feyzi XIX. Yüzyıl Bizans Müziği Kuramsal Yapı İfadesinde Geleneksel Türk Müziği Etkileri Effects of Traditional Turkish Music in Express of 19th Century Byzantine Music Theoretical Structure

204

tonları arasındaki bağlantılı uyumu örnek bir şekille tamamlamıştır”.

İlerleyen yıllarda da aynı türde kuramsal çalışmalar devam etmiştir. Yine bir

kilise hanendesi olan Kyrillos Marmarinos tarafından 1749 yılında yazılan

eserin üçüncü bölümünde, “Bizans modlarına ait işaretlerin karşılıkları ile

Türk modlarının sınıflandırılması ve isimleri, pesleşen-tizleşen seslerin

düzenlenmesi ile tamburun ana dizilerinin bir tablosu, 22 Türk ritminin

icrasının tanımı ve 73 örnek Bizans notasının eklenmesiyle 86 Türk melodik

dizisinin sözlü açıklaması” verilerek Bizans musikisi kuramsal sisteminin

Türk müziğiyle olan ilişkileri incelenmiştir (Popescu-Judetz ve Sırlı, 2000, s.

12-20). Kuramsal anlamdaki eserlerin sayılarının fazlalaşmasıyla birlikte

karşılıklı etkileşimin alanı daha da genişleyerek, yayınlanan kaynaklarda9

Bizans müziğine ait teorik yapı çoğunlukla Türk Müziğine ait ifade

biçimleriyle ve Türk Müziğine ait olgularla bağdaştırılarak anlatılmaya

başlanmıştır.

Yapılan alan yazın taraması ve yukarıda verilen bilgilerden de yola

çıkılarak; Anadolu coğrafyasında uzun bir süre iç içe yaşamını sürdüren

geleneksel Türk müziği ve Bizans müziğinin, hem kuramsal yapı hem de bu

kuramsal yapıyı ifade etme biçiminin, özellikle XIX. yüzyıldan başlayarak

birbirinden etkilendiği gözlemlenmiştir. Bu etkinin döneme ait yazılan

eserlere de sirayet edebileceği düşünülerek araştırma sürecinde Bizans

müziği hakkında yoğunlukla XIX. yüzyılda yazılan müzikal kaynaklar

inceleme altına alınmıştır. Sayıca fazla ve her biri ayrı bir araştırmaya konu

olabilecek nitelikte olan bu eserlerden araştırmanın niteliği düşünülerek

sadece iki tanesi örneklem olarak alınmıştır. Bu eserlerden ilki, Hrisantos

tarafından 1832 de yayınlanan ve içerisinde modern Bizans müziği kuramına

ait bilgilerin bulunduğu ve modern Bizans müziğine geçiş döneminin

başlangıç eseri olarak bilinen “Θεωρητικον Μεγα Της Μουσικις”dir (Great

Theoretical Book of Music)10. Diğeri ise Rum patrikhanesinin izniyle,

Karamanlıca müzik yapıtlarının hatta Osmanlı/Türk geleneksel müziğinin

öğretimini teşvik etmek11 amacıyla Ortodoks patrikhanesi tarafından

yayınlanan “Ερμηνεια Tης Εξωτερικήζ Μουσικήζ” (Explanation of Secular

Music) adlı eserdir. Araştırma sürecinde bu eserlerdeki Geleneksel Türk

Müziği etkileri belirlenmeye çalışılmıştır. Müzikal etkileşimin çok boyutlu

9 Karamanlıca veya Rumca yazılan 19.yüzyıla ait müzikolojik eserlerin tamamı hakkında ayrıntılı

bilgi için bk. (Kappler, 1991; Behar, 1994; Balta, 1998; Behar, 2005). 10 Çanakkaleli Hrisantos’un eski sistemlerin reformu sayılan kendi sistemini anlattığı, 1821 ve

1832’de yayınlanan iki kitabı bu dönemin başlangıcı olarak kabul edilir. Ortaya koyduğu bu sistem

Yeni Grek sistemi olarak bilinir. Hrisantos’tan sonra artık yeni Bizans veya Grek müziği vardır, bugün halen kullanılan ve Türk şarkılarının da kaydedilmiş olduğu sistem budur (Bardakçı, 1993, s.

15). Araştırmada incelenen eser 1832 tarihinde yayınlanmış olanıdır. Bu eserin analiz edilmesinde

Romanou (1973) tarafından yapılan eserin İngilizce çevirisinden de faydalanılmıştır. 11 Brandl bunun Patriğin ve “Fenerli”lerin hiçbir zaman büyük bir sempatiyle bakmadıkları Yunan

devletindeki ani ve yoğun kültürel “Batılılaşma” ya tepki olduğunu iddia ediyor. Brandl’ın, yeni

notalama sisteminin şaşırtıcı şekilde hızla yaygınlaştırılmasını Rum ve Karamanlı kurumlarının her zaman Osmanlı/Türk kültürüne büyük bir yakınlıkları olması ile açıklamaya çalışan cesur tezi henüz

tam anlamıyla kanıtlanmamıştır (Behar, 1994, s. 44).

ZfWT Vol. 8 No. 2 (2016) 199-215

205

sosyal bir süreç olduğu gerçeği de göz önünde bulundurularak bu araştırma,

sadece “Bizans müziğine ait kuramsal yapının ifade tarzında Geleneksel

Türk Müziği öğelerinden ne derece faydalanıldığı” konusuyla

sınırlandırılmıştır. Bu bağlamda; Geleneksel Türk Müziğinin Bizans müziği

kuramsal çalışmalarına yansıması ele alınarak, bu etkileşim incelenen

eserlerden alınan örneklerle ortaya konulmaya çalışılmıştır.

1. BULGULAR

Bizans müziği teorisi ile ilgili yayınlan eserler inceleme altına

alındığında, Geleneksel Türk müziğiyle olan etkileşim ve bu teori içerisinde

Türk Müziğine benzer unsurların varlığı ilk dikkati çeken husustur. Yukarıda

da belirtildiği üzere, bu etkileşim ilk olarak Panayiotes Chalatzoglue ve

Kyrillos Marmarinos tarafından XVIII. yüzyılın ilk yarısında yayınlanan

eserlerde görülmeye başlanmıştır. Bu tür eserlerin genellikle ilk

başlangıcında verilen teorik kısmın oluşturulmasında Geleneksel Türk

Müziğine ait bazı öğelerden faydalanılması ve eserde anlatılmak istenen

kuramsal sistemin Geleneksel Türk Müziği teorisine dayandırılarak

anlatılması sıkça rastlanan bir durumdur. Bu durumun birçok örneği

bulunmakla birlikte en güzel örneği 1856 tarihli Mousikon Apanthisma

“Mecmua-i Makâmat” adlı kaynaktır. Bu yayının “edvarvari birinci bölümü

Haşim Bey’in antolojisinin12 bir kopyasıdır” (Behar, 1994, s. 46). Araştırma

sürecinde incelenen iki eser ise yine bu duruma örnek teşkil edebilecek

nitelikteki kuramsal eserlerdir.

Bizans müziğinin değişim sürecine girdiği XVIII. yüzyıl sonrasında

Hrisantos tarafından 1821 ve 1832’de yayınlanan eserlerle modern Bizans

müziği döneminin başladığı kabul edilir13. Bu eserlerin yayınlanmasıyla

birlikte Geleneksel Türk müziği ve Bizans müziği arasındaki etkileşim daha

yoğun şekilde yaşanmaya başlanmış ve bu etkileşimin izleri, kendisini

sonraki yıllarda yayınlanan kaynaklar içerisinde daha fazla göstermeye

başlamıştır. Geleneksel Türk müziği ve Bizans müziği arasındaki etkileşimin

izlerini taşıyabileceği düşünülen ve araştırma sürecinde incelenen ilk eser

Hrisantos tarafından 1832’de yayınlanan “Θεωρητικον Μεγα Της

Μουσικις”dir. Eser hakkında yapılan ilk inceleme sonunda; yazarın Bizans

müziğinde kullanılan ses dizilerinin değişik kombinasyonlarını verirken, bu

dizilerin Geleneksel Türk müziğindeki dizi karşılıklarını da beraberinde

verdiği görülmüştür. Hrisantos tarafından yazılan bu eser, öncelikli olarak

kendinden sonra yazılacak olan eserlere kaynaklık etmekle birlikte bu eserde

sergilenen kuramsal yapı ifadesindeki yaklaşım ilerleyen yıllarda yazılan

eserlerde de sergilenmiştir. Özellikle Bizans müziğinde kullanılan ihoslar14

12 Haşim Bey güfte mecmuası: 1854 yılında yayınlanan teorik bilgiler içeren ilk Türkçe baskılı güfte

mecmuası. 13 Ayrıntılı bilgi için bk: (Bardakçı 1993). 14 Bizans müziğinde kullanılan ses dizilerine verilen isimdir.

Ahmet Feyzi XIX. Yüzyıl Bizans Müziği Kuramsal Yapı İfadesinde Geleneksel Türk Müziği Etkileri Effects of Traditional Turkish Music in Express of 19th Century Byzantine Music Theoretical Structure

206

Geleneksel Türk Müziği dizi karşılıkları ile beraber verilmiştir. İncelenen

eserdeki ilgili sayfalar aşağıda verilmiştir.

Resim 1: Hrisantos'un 1832’de Yayınladığı Eserde Bizans Müziğindeki Ses Dizileri

ve Makamsal Ses Dizisi Karşılıklarının Verildiği Bölüm

Resim 1’de de görüleceği üzere; esere ait 119. sayfada verilen Bizans

müziğine ait ihoslar Geleneksel Türk müziğindeki makamsal ses dizisi

karşılıkları eserin 120. sayfasında dipnot şeklinde verilmiştir. Eserin 120.

sayfa dipnotunda ihoslarla eşleştirilerek verilen verilen makamsal ses

dizileri; Kürdî, Bûselik, Sâzkâr, Hicaz, Sabâ, Hisâr, Hüzzâm, Eviç, Acem,

Mahûr, Zâvil, Şehnaz, Zâvil-Kürdî, Şehnaz Bûselik, Acem Aşîrân, Hisâr

Bûselik, Nişâburek, Tam Şehnaz, Arazbâr, Nişâbûr, Sünbüle, Hümâyûn,

Karcığar sırasıyla verilmiştir. Bu döneme ait Bizans müziği hakkında

yayınlanan eserlerin birçoğunda karşılaşılan bu eşleştirme incelenen eser

içerisinde de yer almaktadır. Bu müzik kuramına ortaçağdan beri süregelen

kromatik dizilere ilaveten, Hrisantos’un geliştirdiği ve eserinde verdiği sesin

1/4, 2/4, 3/4, 1/3 ve 2/3’ünün gösterilmesine olanak sağlayacak yeni ses

değiştirici işaretlerin de eklenmesiyle hem Geleneksel Türk Müziğinde hem

de Bizans müziğinde kullanılan ses dizilerini ifade edebilecek niteliğe

bürünmüştür. Hrisantos’a ait eserin örnek olarak verilen sayfasında da bu

eşleştirme görülmektedir.

Bizans müziğinin en önemli özelliklerinden birisi, Geleneksel Türk

Müziğinde kullanılan koma benzeri perde yapısının, bu müzik türünde de

kullanımıdır. Geleneksel Türk Müziği kuramı anlatımında olduğu gibi

Bizans Müziğinde de ses dizisi anlatımlarında ilgili ses değiştirici işaret veya

ZfWT Vol. 8 No. 2 (2016) 199-215

207

perde ismi birlikte verilmektedir. İncelenen eserde izlenen bu yönteme

ilişkin örnek resim aşağıda verilmiştir.

Resim 2: Hrisantos’a Ait Eserde Bir Tam Ses Bölünmesinin Verildiği Kısım

Resim 2’de de görüldüğü gibi eser içerisinde bir tam sesin

bölünmesiyle ilgili anlatımın yapıldığı kısımda beş farklı diyez ve bemol

işaretine yer verilmiştir. Klasik batı müziğinde kullanılan bir tam sesin iki

parçaya bölünmesiyle oluşturulan tampere sistemden farklı olarak, genellikle

oriental karakterli müzik türlerinde rastlanan bu çoklu bölünme şekli ve bu

olgunun aktarımı Geleneksel Türk Müziği ve Bizans Müziği arasındaki

kısmı bir benzerlik olarak kabul edilebilir.

XIX. yüzyılda yayınlanan Bizans müziği ile ilgili eserlerin birçoğunda

dikkat çeken diğer bir husus, bu eserlerin bir bölümünde genellikle

Geleneksel Türk müziği usûllerine yer verilmesidir. Dini içerikli Bizans

müziğinde genellikle melodik kompozisyona eşlik eden ayrı bir ritimsel

unsur kullanılmasa da, kuramla ilgili yayınlanan eserler içerisinde

Geleneksel Türk müziği ritimlerine yer verilmesi ve ayrıntılarıyla okuyucuya

aktarılması dikkat çekicidir. Hrisantos’a ait incelenen eserde de yazar ritim

konusunun işlendiği bölümde Geleneksel Türk müziğinde kullanılan usûllere

ayrıca bir bölüm ayırmıştır. Eserdeki ilgili sayfalar aşağıda verilmiştir.

Ahmet Feyzi XIX. Yüzyıl Bizans Müziği Kuramsal Yapı İfadesinde Geleneksel Türk Müziği Etkileri Effects of Traditional Turkish Music in Express of 19th Century Byzantine Music Theoretical Structure

208

Resim 3: Hrisantos'un 1832’de Yayınladığı Eserde Osmanlı Ritimleri Başlığıyla

Verilen Bölüm

Resim 3’te de görüldüğü gibi; eser içerisinde Geleneksel Türk

Müziğinde kullanılan usûllere ayrı bir bölüm ayrılmış, bu usûllerle birlikte

icra şekilleri de darplarıyla beraber verilmiştir. Eserde usûller; Sofyan,

Düyek, Semâî, Çenber, Devr-i Kebîr, Berefşân, Muhammes, Remel, Hafîf,

Sakîl, Nîm Sakîl, Nîm Devir sırasıyla verilmiştir. Ayrıca Geleneksel Türk

Müziği usûllerinden sadece Sofyan ve Semâi usûllerinin Bizans müziğinde

karşılıklarının bulunduğu ve Geleneksel Türk Müziği usûllerini analiz

edebilmek için bu iki usûlün bilinmesinin yeterli olacağını belirtmiştir.

Araştırma sürecinde analizi yapılan ve XIX. yüzyılda Bizans müziği

üzerine yayınlanan diğer bir eser de Ερμηνεια Tης Εξωτερικήζ Μουσικήζ’

dir (1843). Bu eserin araştırma kapsamına dâhil edilmesinin ana nedeni,

eserin sahip olduğu yapısal özellik ve yazılım sistematiğidir. Bu eserin

hazırlanış sistematiğinin tamamen Geleneksel Türk Müziği kuramsal

eserlerine benzemesi ve Türk Müziği edvarlarının örnek alınarak bu eserin

hazırlanması en dikkate değer husustur. Ayrıca bu eserin hem iki müzik türü

arasında hem de bu müzik türlerine besteci ve icracı olarak hizmet veren

kişiler arasında önemli bir köprü niteliği taşıması da bu eserin araştırma

kapsamına alınmasının nedenleri arasında sayılabilir. Bu eser; “Rum kilise

müzisyenlerine Osmanlı/Türk müzik kuram ve pratiğini öğretmek amacıyla

özel olarak düzenlenmiş bütünüyle didaktik bir kitaptır” (Behar, 1994, s. 42).

Bu yönüyle bakıldığında ise, eser sadece yazılış amacı ile bile iki müzik

türünün birbiriyle olan ilişkilerini ortaya koyar niteliktedir.

ZfWT Vol. 8 No. 2 (2016) 199-215

209

Rumca yazılan Ermineia adlı eser, genel yapı itibariyle inceleme altına

alındığında ilk dikkati çeken husus, bu eserin büyük ölçüde Geleneksel Türk

müziğinde “Edvar” adı verilen müzikal kuram kitaplarıyla benzerlik

gösterdiğidir. Eserin ilk başlangıcında, verilen tambur şeması aracılığıyla

Geleneksel Türk Müziğinde XIX. yüzyılda yaygın kullanılan perde isimleri

verilmektedir. Eserdeki tambur resmi aşağıda verilmiştir.

Resim 4: Ermineia Adlı Eserdeki Tanbur Şeması

Resim 4’te de görüleceği üzere tambur resmi üzerinde verilen isimler,

geleneksel Türk müziğinde kullanılan perdelerin Grek harfleriyle yazılmış

şeklidir. Kullanılan perde sistemi ise 17’li perde sistemidir. Bu resim

üzerinden tespit edilebilen perde adları şu şekildedir. Yegâh, Pes Beyâti,

Âşiran, Pes Acem Âşiran, Pes Acem, Arak (Irak), Beyâti, Râst, Zirgüle,

Dügâh, Zemzeme, Segâh, Kara Dügâh, Çargâh, Sabâ, Nevâ, Beyâti,

Hüseynî, Acem, Eviç, Mâhur, Gerdaniye, Zirefkend (muhtemelen),

Muhayyer, Sümbüle, Tiz Segâh, Tiz Kara Dügâh, Tiz Çargâh, Tiz Sabâ, Tiz

Nevâ, Tiz Beyâti, Tiz Hüseyni. Eserin bundan sonraki 8. sayfası Geleneksel

Türk müziğinde kullanılan makam bahsine ayrılmış ve bu bölümde Türk

müziği makamları değişik sınıflandırma şekillerine göre sınıflandırılarak

liste halinde verilmiştir. Eserin 8. sayfasından itibaren Geleneksel Türk

Müziğinde kullanılan makamlar Bizans notasyon sistemine göre

martiriyesi15 ile birlikte gösterilmiştir. Bu kısmın giriş bölümüne ilişkin kısa

bir resim aşağıda verilmiştir.

15 Bizans ilahi notasyonlarının baş tarafında bulunan ve “dizi ailesi ve ihosun (makamın) tipinin yanı

sıra genel dizi üzerinde ilahinin başlangıç notası veya vasi’nin pozisyonu hakkında bilgiler” içeren

kısımdır (Skoulios 2012).

Ahmet Feyzi XIX. Yüzyıl Bizans Müziği Kuramsal Yapı İfadesinde Geleneksel Türk Müziği Etkileri Effects of Traditional Turkish Music in Express of 19th Century Byzantine Music Theoretical Structure

210

Resim 5: Ermineia Adlı Eserdeki Makamlar ve Martiriyeleri

Resim 5’te de görüleceği üzere Geleneksel Türk Müziğinde kullanılan

makamlar, eserde liste halinde verilerek bu makamlara ait martiriyeler de

beraberinde gösterilmiştir. Yukarıdaki resimde verilen kısım Yegâh, Âşîran,

Arak (Irak), Râst, Dügâh, Segâh, Çargâh şeklinde başlamış ve geleneksel

Türk müziğinde XIX. yüzyılda kullanılan makamların birçoğu bu bölümde

verilmiştir.

Eserin 14. sayfasından sonra Geleneksel Türk Müziğinde kullanılan

makamlar daha ayrıntılı olarak ele alınmış ve bu makamlara ait ses

dizileriyle beraber, kısa açıklamalar ve açıklaması yapılan makama ait

seslerin isimleri ile birlikte Bizans müziğindeki işaretleri de beraberinde

gösterilmiştir. Bu bölüme ilişkin örnek resim aşağıda verilmiştir.

Resim 6: Erminea Adlı Eserde Mahur Makamının Anlatıldığı Bölüm

Resim 6’da da görüldüğü üzere bu bölümde önce makamın seyrine ve

hareketine ait bir açıklama kısmı verilmiş daha sonra bu makama ait ses

dizisi, ilgili aralıklar da dikkate alınarak resmedilmiştir. Açıklama kısmında

makamsal ses dizisinde bulunan seslerin Geleneksel Türk Müziğindeki

isimleri de verilmiştir. Bunu yanı sıra dizisi içerisindeki mikrotonal aralıklar

ZfWT Vol. 8 No. 2 (2016) 199-215

211

Bizans tmimatası16 cinsinden ifade edilerek ses dizisinde kullanılan ses

değiştirici işaretlerde bu bölüme eklenmiştir.

Eserin ilerleyen bölümlerinde usûl bahsine girilmiş ve Geleneksel Türk

müziğinde kullanılan usûller icra şekilleriyle birlikte eser içerisinde

işlenmiştir. Usûllerin işlendiği bölüme ait örnek resim aşağıda verilmiştir.

Resim 7: Erminea Adlı Eserde Usûllerle İlgili Bölüm

Resim 7’de de görüldüğü üzere öncelikle ilgili usûlün ismi verilmekle

birlikte bu usûllerin icra şekilleri Geleneksel Türk Müziğindeki

isimlendirmelerle birlikte verilmiştir. Resimde Düyek ve Devr-i revan

usulleri ve icra şekli görülmektedir.

Eserin bundan sonraki bölümünde makamlar tekrar geri dönülmüş ve

farklı bir sınıflandırmayla Geleneksel Türk Müziği makamları tekrar ele

alınmıştır. Makamlara ait karar sesleri esas alınarak, Türk müziğindeki

makamlar değişik bir şekilde gruplandırılmıştır. Eserin son kısmında ise

Geleneksel Türk Müziğinin önemli formlarından olan bir Kar-ı natık17

örneği notlarıyla birlikte verilip eser nihayete erdirilmiştir. Rumca güfteli bu

eserde 52 farklı makama geçiş yapılmış, Rast makamıyla başlanan eser

Acem kürdî makamıyla bitirilmiştir. Eserin giriş bölümü aşağıda verilmiştir.

16 Bizans müziğinde bir tam sekizlinin 72 parçaya bölünmesiyle elde edilen mikrotonal aralık türü. Bu

bölünme 19. yüzyılın sonlarına kadar 68 olarak kullanılmışsa da patrikhane otoriteleri ve Bizans kuramcılarının ortak kabulüyle 72 olarak kabul edilmiştir.

17 Nâtık; söyleyen, gösteren, bildirici demektir. Kâr-ı Nâtık da bir çeşit Kâr’dır. Asıl Kâr’dan farkı,

sözleridir. Kâr-ı Nâtık’ların güftesinin her mısrâı bir ilişki kurularak ayrı bir makam veya usulden söz eder. Her mısrâ, içinde geçen makam ve usulde bestelenir; dolayısıyla her mısr3ada ayrı bir

makam veya usule geçki yapılarak eserin sonuna kadar gidilir (Özkan, 2010, s. 104-105).

Ahmet Feyzi XIX. Yüzyıl Bizans Müziği Kuramsal Yapı İfadesinde Geleneksel Türk Müziği Etkileri Effects of Traditional Turkish Music in Express of 19th Century Byzantine Music Theoretical Structure

212

Resim 8: Ermineia Adlı Eserdeki Karı-ı Natık Notasının Giriş Bölümü

Resim 8’de de görüldüğü gibi geleneksel Türk müziğinin önemli

formlarından biri olan Kar-ı Natık notası Bizans notasyonuyla kayıt altına

alınmıştır. Bu notasyon sadece Bizans müziği eserlerinin notaya alınması

amacı ile kullanılmamış, Geleneksel Türk Müziğine ait birçok eserinde

notaya alınarak sonraki yüzyıllara aktarımında önemli rol oynamıştır.

Yukarıda elde edilen bulgulardan da anlaşılacağı üzere araştırma

kapsamında ele alınan Ερμηνεια Tης Εξωτερικήζ Μουσικήζ adlı eser, yapı

ve yazılım sistematiği açısından büyük ölçüde Geleneksel Türk Müziğindeki

“edvar” larla benzerlik göstermektedir. Eser içerisinde üzerinde durulan;

perde sistemi, usuller, usullerin icra şekilleri, makamlar, makamlara ait seyir

anlatımları ve örnek eserler büyük ölçüde edvarlar içerisinde de

bulunmaktadır. Ayrıca eserin başlangıç kısmında kuramsal yapının

anlatıldığı bir bölümün bulunması da bu eserin yazım süreci içerisinde

büyük ölçüde Geleneksel Türk Müziği kuramsal eser yazım sistematiğinden

etkilenildiğini göstermektedir.

ZfWT Vol. 8 No. 2 (2016) 199-215

213

2. SONUÇ

Araştırma sürecinde elde edilen bulgulardan yola çıkılarak; Bizans

müziğinin değişim dönemi olarak bilinen XIX. yüzyılda, bu müzik türü ile

ilgili yayınlanan kaynakların sayısının XX. yüzyıla doğru giderek fazlalaştığı

anlaşılmıştır. Bu kaynakların içerikleri inceleme altına alındığında ise

genellikle iki tür yayın tipine rastlamak mümkün olmaktadır. Bunlardan

birinci tip olanı müzik kuramlarının incelendiği “Edvar”, ikinci tip ise

Geleneksel Türk Müziğinde kullanılan güfte mecmuası tipinde olanlardır.

Edvar tipinde olan yayınların, hem yapısal hem de içerisinde bahsi

geçen konular açısından büyük ölçüde Geleneksel Türk Müziğindeki edvar

kitaplarıyla benzerlik gösterdiği ve bu kitaplardan önemli ölçüde etkilendiği

görülmüştür. Bu kitaplarda Bizans müziği kuramını aktarımında büyük

ölçüde Türk müziğindeki makam ve usûl gibi dinamiklerden faydalanıldığı

ve Bizans kuramına ait konuların Geleneksel Türk Müziğine ait bu

dinamiklerle eşleştirme yapılarak anlatıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca bazı

kaynakların ise doğrudan Geleneksel Türk Müziği kuramını anlattığı ve bu

eserlerinde edvar sistematiğiyle yazıldığı anlaşılmıştır. Bu bağlamda;

araştırmada elde edilen bulgulardan da yola çıkılarak Bizans müziğinin,

XVIII. yüzyıl sonrasında kuramsal yapı oluşturmada ve özellikle bu yapıyı

ifade etmede Geleneksel Türk Müziğine ait makam, ritim ve perde yapısı

gibi iç dinamiklerden büyük ölçüde faydalandığı ve bu etkileşimde büyük

ölçüde etkin olan tarafın Geleneksel Türk müziği olduğu anlaşılmıştır. Bu

etkileşimin bir getirisi olarak ta Bizans müziği yazılı kaynaklarında

Geleneksel Türk Müziğine ait adı geçen bu alt dinamiklere sıkça

rastlandığını söylemek mümkündür.

Araştırma sürecinde de örneklendiği üzere; Bizans müziğine ait bazı

eserlerin Rum-Ortodoks cemaatine Bizans ilahisi öğretmekten ziyade, bu

cemaate Geleneksel Türk Müziğini öğretme amaçlı yazıldığı ve bu eserlerin

her iki müzik türü ve bu müzikleri icra eden topluluklar arasında önemli bir

köprü vazifesi üstlenir nitelikte olduğu anlaşılmıştır. Buna bağlı olarak ta bu

eserlerin her iki müzik türü arasındaki etkileşimin en büyük göstergeleri

olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Güfte mecmuası tipinde olan

eserlerin içerinde ise sadece Bizans ilahilerini değil, Geleneksel Türk

Müziğine ait birçok eseri bünyesinde barındırdığı görülmüş ve her iki türden

eserlerin aynı notasyon sistemiyle kayıt altına alındığı anlaşılmıştır. Her iki

müzik türüne ait eserlerin benzer kuramsal yapı içerisinde, aynı notasyonla

ifade ediliyor olması ise araştırma sürecinde belirlenmeye çalışılan

etkileşimi destekler niteliktedir.

Bu araştırma; teknik detaylara girilmeksizin sadece kuramsal yapının

ifade edilme biçimi açısından Geleneksel Türk müziğine ait öğelerin Bizans

müziğinin yapısal ifadesinde ne derece kullanıldığı hakkında genel bir fikir

vermeyi amaçlamakla birlikte, bu etkileşimin boyutlarının tespit edilmesi

Ahmet Feyzi XIX. Yüzyıl Bizans Müziği Kuramsal Yapı İfadesinde Geleneksel Türk Müziği Etkileri Effects of Traditional Turkish Music in Express of 19th Century Byzantine Music Theoretical Structure

214

daha kapsamlı araştırmalar gerektirmektedir. Teknik detaylar ele alınarak

müzikal dinamikler üzerinde yapılacak daha geniş çerçeveli araştırmaların

iki müzik türü arasındaki bu etkileşimi daha fazla aydınlığa kavuşturacağı

düşünülmektedir.

KAYNAKLAR

Aksoy, B. (1985). Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Musiki ve Batılılaşma. Tanzimat’tan

Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, Cilt 5. İstanbul: İletişim Yayınları.

Αναστασιου, Σ. (1856). Απανθισμα, Μεδζμουαϊ Μακαματ. Περιέχον Μέν Διαφοπα

Τουπκικα Ασματα: Κωνσταντινουπολει.

Artan, T. (1995). Fener. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 12.

İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı.

Babinger, F. (1959). Mehmed der Eroberer und seine Zeit. Münih: F.Bruchmann.

Bardakçı, M. (1993). Fener Beylerine Türk Şarkıları. İstanbul: Pan Yayıncılık.

Behar, C. (1994). Türk Musikisinin Tarihi Kaynaklarından Karamanlıca Yayınlar.

Müteferrika, (2). İstanbul: Sahaf Müteferrika.

Behar, C. (2005). Geleneksel Osmanlı/Türk Musikisinin Tarihsel Kaynaklarından

Karamanlıca Yayınlar. Musikiden Müziğe, Osmanlı/Türk Müziği: Gelenek ve

Modernlik. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Χρυσανθου, Τ. Ε. Μ. (1832), Θεωρητικον Μεγα Της Μουσικις; Εν Τεργεστη.

İnalcık, H. (2015). Has-bağçede ‘Ayş u Tarab-Nedimler, Şairler, Mutrîbler.

İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları.

Jager, M. R. (1999). Kültürler Arasında Müzik: XVI. Yüzyıldan XIII. Yüzyılın

Sonuna Kadar Olan Dönemde Müzikteki Asimilasyon ve Kabullenme

Hakkında Düşünceler. Osmanlı, 10. Cilt. Ankara: Yeni Türkiye Yayınları

Kappler, M. (1991). I Giovani fanarioti’ e le Antologie di canzoni Ottomane. Annali

di ca’Foscari, Rivista della facolta di Linguie e Letterature Straniere dell’

Universita di Venezia: Estratto.

Karamahmutoğlu, G. (2014). Türk Müziğinde Kullanılan Notalama Sistemleri. Yeni

Türkiye, Türk Mûsikisi Özel Sayısı, (57). Ankara: Yeni Türkiye Stratejik

Araştırma Merkezi.

Κονσταντινος, (Προτοψαλτισ), (1843), Ερμηνεια Tης Εξωτερικήζ Μουσικήζ:

Κωνςαντινουπόλεως.

Levendoğlu, O. (2005). Tarih İçinde Geleneksel Türk Sanat Müziği ve Diğer

Kültürlerle Etkileşimleri. Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

Dergisi, (19).

Ortaylı, İ. (2014). İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı (41. Baskı). İstanbul: Timaş

Yayınları.

Ortaylı, İ. (2015). Batılılaşma Yolunda (4.Baskı). İstanbul: İnkilâp Kitabevi.

Özakpınar, Y. (2003). “Kültür Değişmeleri” ve Batılılaşma Meselesi. İstanbul:

Ötüken Neşriyat.

Özkan, İ. H. (2010), Türk Musikisi Nazariyatı ve Usulleri-Kudüm Velveleleri (10.

Basım). İstanbul: Ötüken Yayınevi.

ZfWT Vol. 8 No. 2 (2016) 199-215

215

Popescu-Judetz, E., & Sırlı, A.A. (2000), Sourches of 18th Century Music,

Panayiotes Chalatzoglou and Kyrillos Marmarinos’ Comparative treatises

on Secular Music. İstanbul: Pan Yayıncılık.

Romanou, K.G. (1973). Great Theory of Music By Cyrsantos of Maytos.

Unpublished Master Thessis: İndiana University School of Music.

Sarı, G. Ç. (2014). 19. Yüzyıl Batılılaşma Hareketlerinin Osmanlı-Türk Müziğine

Yansımaları. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, 18 (1).

Sevengil, A. R. (1959). Türk Tiyatrosu Tarihi II-Opera San’atı ile İlk Temaslarımız.

İstanbul: Maarif Basımevi.

Skoulıos, M. (2012). Modern Theory And Notation Of Byzantine Chanting Tradition

– A Near Eastern Musicological Perspective. NEMO-Online.

Yağcıoğlu, D. (2008). Karamanlı Rumlar ve Kimlik-Köken Tartışmaları. Azınlıkça,

4 (39). Komotini.


Recommended